YAŞAMIN ANLAMI VE DEĞERLER
‘Onun cezası başka bir şey olmalı…
Bir filmde izlemiştim, çocuk tam ailesini öldürenlerden intikam almak için silahını çekecekken vazgeçti..
Bazen tetiği çekmemek kuvvettir..
Daha çok tanışacağım kız var.’.
Bu sözler son seansımızı yaptığımız genç danışanıma ait, kendisinin izni ile sizinle paylaşıyorum. Çocukluk döneminde cinsel tacize maruz kalmış güçlü, akıllı ve sevgi dolu bir delikanlı.
Anlam bulabildiğimizde –yaşadığımız deneyim ne kadar acı dolu olsa bile- ancak o zaman özgürleşebiliyoruz, yukarıdaki sözler bunun kanıtı olmalı.
Yaşamın anlamına dair soruları, günlük telaşımızdan uzaklaşıp, durup kendimiz ile temas ettiğimiz zamanlar sorabiliyoruz. Belki de sadece koşuşturuyor ve bu soruyla karşılaşmaktan uzaklaşıyoruz, korkuyor da olabiliriz. Anlamı, kimimiz çoluk çocuk yapıp genlerin bencilliğine teslim olarak J kimimiz de çok çalışıp çok paralar kazanmayı, yeryüzünde para ile sahip olunabilecek güzelliklere ulaşmayı hedefleyerek ya da hayal ederek geçiriyoruz.En çok da güç istiyoruz.
Soluklandığımızda, telaşımıza bir mola verdiğimizde;
Ben kimim?
Var oluşumun amacı ne?
Var olan her şey neden var?
Nasıl yaşamalıyım?
Mutlu olmak mümkün mü?
Daha iyiye ulaşmak için bir değişim yaratabilir miyim?
Dünyada adalet var mı?
Dünyanın bütün bu kısıtlamalarına rağmen nasıl güzel bir hayat yaşayabilirim?
Her birimiz kendi kişilik özelliklerimiz ve değerlerimiz doğrultusunda bu soruları soruyor ve yanıtlar arıyoruz. Çoğu zaman soru sormak –sorabilmek yanıt vermekten daha önemlidir.Yaşamın amacı doğru yanıtlar bulmaktan çok doğru soruları sorabilmek olmalıdır.
Kimi insan keşfetmek ve gerçeği açığa çıkarmak için yaşar, yaşamındaki önceliği bilmektir. Bu tür insanlar öğreterek var olurlar, bazıları için değer, bir şeyin yararlılığına göre değişir, banka hesabının büyümesi onun için her şeyden önemlidir. Estetik kaygıları olan insanlar ise yaşamdan keyif almaya çalışırlar, bu insanlar için önemli olan güzelliktir.Sevgi beslemeyi, diğer insanlar ile yakınlık kurmayı isteyen insanlar ise sosyal insanlardır, diğerlerine yardım etmeyi isterler.Politik kişi ise güce meraklıdır, kendini bu şekilde tanımlar.
Peki değerlerimiz nasıl oluşur? Üretmek, yaratmak ve hayata bir şeyler katmak bir değerdir. Kendini açma becerisi, doğaya sanata tutkun olmak ve sevgiyi yaşamak, bu da bir değerdir.Son olarak da yaşadığımız acı deneyimlere karşı bir tavır sergileriz.Bu değerler bir hastalıkla karşı karşıya gelme, sevdiği birini kaybetmeye ya da kendi ölümüne yaklaşımda ortaya çıkar.
Yaşam karşısındaki duruşunuz kim olduğunuzu belirler.
‘İnsan, tekrar yücelmesi için kendisini yeni baştan inşa etmek zorundadır.Bu yenileşmeyi ızdırap çekmeden yapamaz.Çünkü o hem mermerdir, hem de heylektraş.Hakiki biçimini yeniden kazanmak için, büyük çekiç darbelerini kendi maddesine indirerek kıvılcımlar çıkaracaktır.’ Alexis Carrel
Varoluşçu yaklaşım açısından insan, seçip yaparak kendi var oluşunu yapan tek varlıktır. İnsan insanlığını kendi yapar ve nasıl yaparsa da öyle var olur değerini kendi oluşturur. Bu doğrultuda kendini var etmenin sorumluluğunu yüklenerek yaşamını anlamlı kılabilir. İnsan ancak kendi sorumluluğunu üstlendiği oranda özgürdür.
Felsefi bir uygulama olan varoluşçu terapi, iki insan arasında kurulan bir ilişkidir. Anlık olarak meydana gelir ve doğrudan deneyimlenir. Bu danışan ile terapist arasındaki ilişkinin yakınlığı ile sağlanabilir. Bir karşılaşma ilişkisidir varoluşçu terapi.Danışanları duyarlı olmaya, kendilerini endişelendiren konuları incelemeye davet eder ve bunlar üzerinden düşünmeye yönlendirir.
Anlam var mı, varsa nedir? Sorusuna yanıtlar arar.Çoğu zaman da soru sormayı hatırlatır…